1. Ahlak ve vicdanın üstün geldiği her türlü anlayış
kaldırılıp, yerine hak ve hürriyetleri elinden alınmış, baskıcı ve
totaliter rejim altında ezilen bir toplum oluşturulmuştur. Ahlak kavramı kökünden reddedilmiş, yararcılık mantığı oluşmuştur. Mevcut dinsiz sistemin çıkarına uymayan hiçbir faaliyete izin verilmemiştir.2. İktidardaki diktatörün asla yanılmayacağı ve her zaman doğru kararlar alacağı yönünde telkinler yapılmıştır. Tüm
dine karşı rejimlerde (faşizm, komünizm) başta olan liderin
ilahlaştırılması sapkınlığı komünist sistemde en üstü seviyede
mevcuttur.
3. Düşünce ve din özgürlüğü tamamen ortadan kaldırılmıştır
.
İbadet yerlerine girişler ve dini anlatımlar tamamen yasaklanmıştır.
Hatta din ile mücadele etmek için devlet bütçesinden önemli bir fon
ayrılmıştır.4. Ekonomi tamamen devlet kontrolüne geçmiş, yatırımlar
durmuş, fabrikalar, üretim alanları, işletmeler, bankalar
devletleştirilmiştir.
5. Özel mülkiyete askerler tarafından el koyulmuş, halkın
tarlaları, kazançları, ürünleri “ülkenin menfaatleri” adı altında
devletleştirilmiştir.
6. Açlık ve kıtlıktan milyonlarca yaşlı, kadın, erkek, çocuk
kıvranarak ölmüş, ekmek elde etmek isteyenler karnelere bağlanarak,
upuzun kuyruklarda günlerce bekletilmiştir.
7. İnsanlar kamplarda toplanmış, toplu olarak katledilmiş,
öldürülmeyenler de çok zor şartlarda çalıştırılmıştır. Hatta çalışma
koşullarına uymayan kişiler Sibirya kamplarına sürülmüştür.
8. İç isyanlar kanlı şekilde komünist militanlar tarafından bastırılmış, asiler halkın gözü önünde kurşuna dizilmiştir.
9. Sistemi eleştirenler, aksi yönde fikir beyan edenler ister
politikacı, ister ileri gelen, isterse fikir adamı olsun asılarak
öldürülmüştür.
10. İktidardakiler zenginleşmiş, çok rahat bir hayat sürmüş,
halk ise sefalet içinde yaşamıştır. Örneğin, komünist iktidarı
sırasında Sovyetler’de vasat bir işçinin geliri ile yüksek bir memurun
geliri arasında ortalama 25.000-30.000 ruble arası fark olduğu
bilinmektedir. Komünist Partisi üyeleri 25.000 rubleden 100.000 rubleye
kadar maaş almaktaydılar. Halkın büyük bir kısmının maaşı ise yalnızca
150 rubleydi. Ayrıca bunun dışında parti üyeleri köşk, otomobil,
sanatoryum gibi her türlü ücretsiz imkâna da sahiptiler. Oysa gerçekte
emek harcayan, çalışan halka bu imkânların hiçbiri sunulmamıştır.
11. Baskıcı rejimin polisleri ülke içinde çok büyük korku
yaratmıştır. Halk her an başına bir bela geleceği korkusu içinde
yaşamak zorunda bırakılmıştır.
12. Ülkede çatışmaların, kavgaların, kargaşaların ardı arkası kesilmemiştir.
13. Okullarda baskıcı ve totaliter eğitim oluşturulmuştur.
Eğitimin ‘tarafsız, objektif ve politika dışı olamayacağı’ Lenin
tarafından her fırsatta vurgulanıyordu. 25 Ağustos 1918′de düzenlenen
Sovyet öğreniminin birinci kongresinde söyledikleri bunu açıkça ortaya
koymaktadır: “Okul sahasında çalışmalarımızın asıl gayesi burjuvaziyi
yok etmektir. Biz açıkça ilan ediyoruz ki siyaset dışı okul yoktur.
Aksini iddia etmek yalan ve ikiyüzlülüktür.” Amaç komünist sisteme
hizmet eden, bu yolda mücadeleden başka bir şey düşünmeyen, kafaları
uyuşturulmuş, inançsız ve ahlaksız nesiller elde etmektir.
14. Gençlerin beyinleri dinsizlikle yıkanmış, barışçıl bir nesil yerine savaşçı militanlar yetiştirilmiştir.
15. Aile kavramı tamamen ortadan kaldırılmış, yeni doğan
çocuklar ailelerinin yanından alınıp kreşlerde büyütülmüş, komünist
düşünceye ve “devlet menfaatlerine” uygun düşmeyen aile kavramı ortadan
kaldırılmıştır
. Hatta Komünist partinin birçok
toplantısında, “aile bağları ve aile kavramları yaşadığı sürece devrim
güçsüz kalacaktır” şeklinde ve benzeri çarpık mantıklar açıkça ifade
edilmiştir.16. Sanat ve bilimde hiçbir ilerleme olmamış, paralar silahlanmaya ve insan öldürmeye yatırılmıştır.
17.
Hiçbir amaç ve gayesi olmayan genç nesil uyuşturucu ve alkol bağımlısı haline getirilmiş, intihar oranları yükselmiştir.18. Basın yayın özgürlüğü tamamen ortadan kalkmış, yayınların
sistemi ve lideri övücü şekilde olması zorunluluğu getirilmiştir. Aksi
şekilde yayın yapanlar mutlaka susturulmuştur.